Mardin

Mardin

 

Mardin: Taş Şehir

 

Mardin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin önemli kültür ve tarih merkezlerinden biri olan, büyüleyici mimarisi ve zengin tarihi ile dikkat çeker. Mezopotamya Ovası'nın eteklerine kurulmuş olan Mardin, 2023 yılı itibarıyla 888.874 nüfusa sahiptir ve 10 ilçeden oluşur. Taş evleri, dar sokakları ve tarihi cami ve kiliseleri ile UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan bu şehir, hem kültürel hem de dini çeşitliliğiyle tanınır.

 

 

 

Tarihî Derinlik

 

Mardin, adını ilk kez 4. yüzyılda Roma tarihçisi Marcellinus'un eserlerinde "maride" olarak duyurmuştur. Mardin'in adıyla ilgili çeşitli söylenceler de mevcuttur. Ermeni söylencelerine göre, MS 351’de Nusaybin’in yıkılmasının ardından Mardin’e sığınan Ermeniler, karşılaştıkları direnişe karşı gösterdikleri cesaret nedeniyle “mardin” (savaşçı veya şehit) kelimesinden adını almıştır. Süryani söylencelerine göre ise, çevredeki çok sayıda kale nedeniyle “merdin” (kaleler) kelimesi kullanılmıştır.
İlk Çağ'da hakkında pek bilgi bulunmayan Mardin, 640 yılında Araplar tarafından fethedilmiştir. Ardından, 12. yüzyılın başlarında Kürtler, Ermeniler, Yakubi Nasturiler, Şemsiler ve Yezidiler gibi farklı topluluklarla, Mezopotamya ve İran'dan gelen Türkmenlerin katkısıyla şehre yeni bir kültür kazandırılmıştır. Türkmenlerden Artuklular, yaklaşık üç asır boyunca Mardin’e hükmetmiş, bu dönemde şehir gelişmiş, kale dışındaki mahalleler, saraylar, camiler, medreseler, çarşılar ve hanlarla gerçek bir şehir kimliği kazanmıştır. Musul-Halep arasındaki ticaretle en parlak dönemini yaşayan şehir, Moğol İmparatoru Timur'un iki kez kuşatmasına rağmen başarılı olamamıştır.
15. yüzyılda Akkoyunlular ve ardından Karakoyunlular Mardin’de egemen olmuştur. 1517’de, bir yıl süren kuşatmanın ardından, Diyarbakır Beylerbeyi Bıyıklı Mehmet Paşa, Mardin’i Osmanlı topraklarına katmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında ise şehir herhangi bir yabancı işgaline uğramamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından Mardin, önemli bir kent haline gelmiştir.
Dicle ve Fırat Nehirleri’nin suladığı bereketli topraklarda yer alan Mardin, İlk Çağ'dan bu yana farklı kültürlerin ve dinlerin kesişim noktası olmuştur. Şehirde erken Hristiyanlık dönemine ait Ermeni ve Süryani kiliseleri ile Artuklular Dönemi’ne ait medreseler ve camiler, Mardin’in kültürel mirasını simgeler.
Bugün, Mardin’in dar sokakları, yüksek avlu duvarlarıyla çevrili taş evleri, abbaraları ve tarihi dokusuyla dikkat çeker. Zengin mutfağıyla birlikte, yıl boyunca yerli ve yabancı turistleri cezbetmektedir.

 

 

 

Gezilecek Yerler ve Tarihi Mekanlar

 


Mardin Kalesi


1600 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Mardin Kalesi, askeri amaçla inşa edilmiştir ve yer aldığı konum nedeniyle bölgedeki pek çok medeniyet tarafından kullanılmıştır. Halk arasında "Kartal Yuvası" olarak bilinen kaleye şehir merkezinden yürüyerek kolayca ulaşabilirsiniz. Kaleye giriş ücretsizdir, ancak tarihi hakkında daha fazla bilgi edinmek için rehber hizmeti alabilirsiniz.

 


Deyrulzafaran Manastırı


Mardin şehir merkezine sadece 8 km mesafede, Eskikale mevkiinde yer alan Deyrulzafaran Manastırı, 400’lü yıllarda inşa edilmiştir. Süryani kiliselerinin önemli bir merkezi olan manastır, 6 asır boyunca Süryani patrikleri için ikametgah olmuştur. Roma dönemine ait olduğu düşünülen manastır, üç katlı yapısıyla dikkat çeker ve muazzam mimarisiyle ziyaretçilerini büyüler.

 


Dara Antik Kenti


Mardin’in 30 km güneydoğusunda yer alan Dara Antik Kenti, Oğuz köyünde bulunmaktadır. 505 yılında imparator Anastasius tarafından Sasanilere karşı Doğu sınırını korumak amacıyla kurulan bu askeri garnizon kenti, kaya içine oyulmuş yapıları ve 4 kilometrelik surlarıyla dikkat çeker. Kentin içinde saray, çarşı, zindan, kilise ve su bendi gibi yapılar da bulunmaktadır.

 


Midyat Mağaraları


Midyat ilçesi yakınlarında yer alan Midyat Mağaraları, özellikle Linveyri Şifa Mağarası ile ünlüdür. Bu mağara, cilt sorunları ve çeşitli sağlık problemlerine iyi geldiği düşünülen şifalı suları ile ziyaretçi çeker. Hem yerli hem de yabancı turistler tarafından yoğun ilgi görmektedir.

 


Mor Behnam Kırklar Kilisesi


Mardin şehir merkezine yaklaşık 6 km mesafede bulunan bu kilise, 400’lü yıllarda inşa edilmiştir. 10. yüzyılda din şehitlerinin kemiklerinin yer aldığı bilinen bu kilise, taş işçiliği ve mimarisiyle dikkat çeker. İbadete açık olan Mor Behnam Kırklar Kilisesi'ne giriş ücretsizdir.

 


Mardin Beyaz Su


Midyat ilçesinin güneyinde ve Nusaybin ilçesinin kuzeyinde yer alan Beyaz Su, Mardin'in su ihtiyacını karşılayan önemli bir kaynaktır. Yaz aylarında yemek ve içecek alanı olarak tercih edilen Beyaz Su, aynı zamanda çeşitli balıkçı lokantalarıyla ünlüdür.

 


Turabdin Platosu


Süryaniler tarafından kutsal kabul edilen Turabdin Platosu, Mardin’in güneydoğusunda, tarihi İpek Yolu’na 9 km mesafede yer alır. Bölgedeki manastırlar ve köyler, burayı keşfetmek için daha cazip kılar. Ücretsiz olarak ziyaret edilebilen bu plato, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.

 


Kasımiye Medresesi


Mardin şehir merkezine sadece 5 km uzaklıkta bulunan Kasımiye Medresesi, 14. yüzyıldan itibaren aktif bir ibadethane olarak kullanılmıştır. Artuklu mimarisinin başarılı örneklerinden olan medrese, taş işçiliği, süslemeleri ve avlusu ile etkileyici bir yapıdadır.

 


Zinciriye Medresesi


12. yüzyılda inşa edilen Zinciriye Medresesi, Mardin şehir merkezine 500 m uzaklıktadır. Medrese, cami, türbe ve diğer yapılarıyla görkemli bir kompleks oluşturur. Görsel detayları, iç mekânındaki motifler ve kubbeleriyle dikkat çeker. Zinciriye Medresesi, eski Mardin Müzesi’nin bulunduğu binada yer alır ve ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.

 


Mardin Müzesi (Mardin Arkeoloji ve Etnografya Müzesi)


Mardin’in zengin tarihini sergileyen bu müze, Bizans, Asur, Osmanlı ve Roma dönemlerine ait arkeolojik eserleri barındırır. Hamam eşyalarından takılara, gümüş eşyalardan kahve takımlarına kadar pek çok eseri içeren geniş koleksiyonu ile ziyaretçileri etkiler.

 


Mazı Dağı


Mazı Dağı, Mardin'e bağlı önemli bir gezi noktasından biridir. 150 metrelik tepe üzerinde bulunan Dermetinan Kalesi, Sultan Şeyhmus ve Pir Hattap türbeleri, bu bölgedeki gezilecek yerler arasında yer alır. Dağa ulaşım otobüsle yapılabileceği gibi özel araçlarla da mümkündür.

 


Tellallar Çarşısı


17. yüzyılda inşa edilen ve Cumhuriyet Çarşısı içerisinde yer alan Tellallar Çarşısı, tarihi bir çarşıdır. Çarşı, revaklı dükkanlardan oluşur ve bakır, gümüş eşyalar, yöresel ürünler gibi hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlarla doludur. Haftanın her günü açık olan çarşı, alışveriş yapmak için popüler bir yerdir.

 


Hatuniye Medresesi


1176-1184 yılları arasında inşa edilen Hatuniye Medresesi, eyvanlı medreselerin öncülerinden biridir. Döneminin taş işçiliğini yansıtan bu yapı, mihrabının yanında Hz. Muhammed’in ayak izlerinin bulunduğu camekân ile de dikkat çeker.

 


Gurs Vadisi


Mardin Kızıltepe sınırlarında bulunan Gurs Vadisi, doğal güzellikleri ile dikkat çeker. Sakin ve huzurlu bir gün geçirmek isteyenler için ideal bir lokasyon olan bu vadi, yazın 30 dereceye kadar düşen sıcaklıkları ile oldukça popülerdir.

 


Mardin Protestan Kilisesi


1860 yılında inşa edilen ve Orta Doğu'daki en eski Protestan kilisesi olan Mardin Protestan Kilisesi, 55 yıl süren kapalı kalma döneminin ardından 2015’te tekrar ibadete açılmıştır. Hem turistik hem de dini açıdan önemli bir yapıdır.

 


Ulu Camii


Mardin şehir merkezine 550 metre uzaklıkta bulunan Ulu Camii, 1176 yılında Artuklu İmparatoru Kudbettin İlgazi tarafından inşa edilmiştir. İçerisinde hamam, dükkanlar ve geniş bir bahçe bulunan cami, klasik camilerden farklı bir yapıya sahiptir.

 


Şehidiye Camii


13. yüzyılda inşa edilen bu cami, Artuk Sultanı Melik Nasreddin Artuk Aslan tarafından yaptırılmıştır. Mimarisi ve tarihi önemiyle dikkat çeker. Bölgenin en eski camilerinden biri olarak, ziyaretçilere dini ve tarihi bir deneyim sunar.

 


Kayseriye Çarşısı


14. yüzyılda inşa edilen ve hala aktif olan Kayseriye Çarşısı, bakır ve gümüş işçiliğiyle ünlüdür. Hediyelik eşya dükkanlarıyla dolu olan çarşı, Mardin’e dair pek çok özel parça satın alabileceğiniz bir yerdir.

 

 

 

Gastronomi

 

Kaburga Dolması: Oğlak veya kuzunun sağ kaburgasından yapılan, iç harcı badem, pirinç ve etle hazırlanan bir yemek. Bayramlarda tercih edilen bu lezzet, Coğrafi İşaret Tescillidir.


Kiliçe: Özel baharatlarla yapılan yumuşak hamurlu bir çörek, kahvaltıdan akşam yemeğine kadar her öğün için uygun.


Kibe (İşkembe Dolması): Kuzu veya oğlak işkembesi ile yapılan bu dolma, et, pirinç ve baharatlarla hazırlanır.


Sembusek: Lahmacun içiyle hazırlanan, börek şeklinde kapalı bir hamur işi, genellikle ayranla servis edilir.


Accin: Mardin usulü çiğ köfte, içinde yumurta bulunan farklı bir lezzet.


İkbebet: Haşlanmış içli köfte, irmik ve bulgur dışı ile kıymalı harçla yapılır.


Irok: Mardin usulü içli köfte, içinde Mardin baharatları olan bir çeşit içli köftedir.


Soğan Kebabı: Küçük soğanlarla yapılan kebap, karamelize edilmiş tatlarıyla öne çıkar.


Firkye: Kuşbaşı kuzu eti ve çağla ile yapılan, üzerine limon ve maydanoz eklenerek servis edilen farklı bir yemek.


Maklube: Etli pilav, aromatik baharatlarla zenginleştirilmiş ve genellikle akşam yemeği olarak tercih edilir.


Dobo: Kuzu kol, sarımsak ve baharatlarla uzun süre pişirilerek hazırlanan bir yemek.


Alluciye: Yeşil erik ve kırmızı etle yapılan hafif ve lezzetli bir yemek.


Un Çorbası: Yumurtalı, yoğurtlu ve tereyağlı hafif bir çorba, soğuk kış günlerinin vazgeçilmezi.


Zingil: Şerbetli hamur tatlısı, nar gibi kızaran ve tatlıya dönüşen bir lezzet.


Harire Tatlısı: Pekmezli, unlu ve tarçınlı, hafif ve besleyici bir tatlı.


Kahiye Tatlısı: Künefe peyniriyle yapılan, Ramazan ayında popüler olan bir tatlı.


Mardin Badem Şekeri: Tarçın ve kakule ile tatlandırılan badem şekeri, çarşıda satılır.


Mırra: Sert bir kahve, birkaç kez demlenerek küçük bardaklarla sunulur.

 

 


Ekonomi ve Geçim Kaynakları

 

Mardin ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanır, ancak tarım yeterince gelişmemiştir. Faal nüfusun %80’i tarım sektöründe çalışırken, sanayi geri kalmıştır.


Tarım: Modern tarım yöntemleri yeni kullanılmaya başlanmıştır. Başlıca ürünler buğday, arpa, pirinç, nohut ve pamuktur. Dicle Nehri kıyısında sebzecilik ve turfanda üretim yapılır, en çok domates, patlıcan, hıyar, kavun ve karpuz yetiştirilir. Üzüm üretimi çok yaygındır ve Türkiye’de dördüncü sıradadır. Ayrıca ceviz, nar ve antepfıstığı da yetişir.


Hayvancılık: Hayvancılık, Mardin ekonomisinde önemli bir yer tutar ve tarım üretiminin üçte biri bu sektörden sağlanır. Yerli göçerler, hayvanlarıyla yayla ve ova arasında göç ederler.


Madenler: Mardin, maden açısından fakirdir. Yalnızca linyit ve fosfat çıkarılır. Güneydoğu Anadolu Fosfatları İşletmesi Mazıdağı’ndadır ve yılda 250 bin ton cevher üretilir.


Sanayi:
Mardin sanayi bakımından az gelişmiştir. 15 civarında sanayi tesisi bulunur ve bunlar çoğunlukla devlet desteğiyle 1968’den sonra kurulmuştur. Başlıca sanayi kuruluşları, fosfat, yem, çimento fabrikaları, tekstil sanayi ve et kombinası gibi işletmelerden oluşur.

 

Mardin, tarihi ve kültürel zenginlikleri, eşsiz taş yapıları ve çok kültürlü yapısıyla ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunar. Mardin’deki geleneksel hayat, mutfak kültürü ve tarihî dokular, şehri keşfetmek isteyenlere büyüleyici bir yolculuk vaat eder. Hem geçmişin hem de geleceğin bir arada yaşandığı Mardin, keşfedilmeye değer bir şehirdir.

 

 

Mihrimah E-Ticaret ve Turizm Şirketi, Türkiye ve dünya çapında her türlü turistik turu sağlayarak, sizleri unutulmaz bir seyahat deneyimi yaşamaya davet etmektedir. Mardin’in tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmek, bu şehri en iyi şekilde deneyimlemek için Mihrimah E-Ticaret ve Turizm Şirketi ile seyahatinizi planlayın. Mihrimah, tüm Türkiye’de anlaşmalı olduğu otellerde size konaklama hizmeti sunarak, konforlu bir tatil geçirmenizi ve keyif almanızı sağlar. Mardin’in eşsiz güzelliklerini keşfetmeye hazır olun, Mihrimah ile seyahatiniz bir ömre değer olacak!

 

Etiketler: Turizm
Ocak 04, 2025
Listeye dön
Kategoriler
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR