Afyonkarahisar: Cumhuriyetin Kazanıldığı Topraklar
Afyonkarahisar, Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan ve tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleriyle öne çıkan bir ildir. Afyonkarahisar, 2023 yılı itibarıyla yaklaşık 751.344 nüfusa sahip olup, 14.016 km²’lik yüzölçümü ile Türkiye’nin en büyük illerinden biridir. Termal kaynakları, tarihi kalıntıları ve mutfağı ile ünlü olan Afyonkarahisar, hem yerli hem de yabancı turistler için çekici bir destinasyon olma özelliği taşır.
Tarihi Derinlik
Afyonkarahisar, şehir merkezinde 226 m yüksekliğinde, volkanik özellik taşıyan bir tepe üzerinde yer alır. Bu konik ve yalçın tepede bulunan kale, tarih boyunca Hititler’den günümüze kadar insanların ilgisini çekmiş ve savunma açısından stratejik bir nokta olmuştur. Kale, üç kat surla çevrilerek savunulmaya daha uygun hâle getirilmiştir.
Hititler, bu bölgeye Hapanuva adını vermiştir. Romalılar ve Bizanslılar ise burayı Akronion olarak adlandırmıştır. Selçuklular, Beylikler ve Osmanlılar ise Karahisar-İdevle veya Karahisar-i Sahip adını kullanmışlardır.
Şehir adının kökeni, M.Ö. II. yüzyıldan itibaren burada yetiştirilen haşhaş bitkisinin özsuyu anlamına gelen OPIUM kelimesinin Afyon olarak söylenmesinden gelir. Bu isim zamanla birleşerek Afyonkarahisar olarak kullanılmaya başlanmıştır. İlk kez 17. yüzyıldaki mahkeme kayıtlarında bu isim kullanılmıştır. Bölge, Frigya kültürü ile tanınmış olup, Roma ve Bizans dönemlerinde sıcak suları nedeniyle "Frigya Salutaris" (Şifalı Frigya) olarak anılmıştır.
Tarih Öncesi Dönem: Afyonkarahisar topraklarında ilk yerleşimlerin ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, çevre illerdeki kazılar, burada da tarih öncesi yerleşimlerin bulunduğunu göstermektedir. M.Ö. 3000’li yıllardan itibaren bölgede yerleşim alanları oluşmuştur. En önemli yerleşim alanlarından biri Kusura Höyük’tür. Bu dönemde maden işçiliği başlamış ve Tunç Çağı'na girilmiştir. Tunç, taş, kil, kemik gibi malzemelerden yapılan çeşitli araç gereçler, kesici ve delici aletler, ip eğirme ve dokuma araçları bu döneme aittir. Bu erken yerleşimlere ait buluntular Kusura, Kaklık ve Karaoğlan kazılarıyla detaylı şekilde ortaya konmuştur.
2-Tarihte Afyonkarahisar:
Hititler (M.Ö. 1800-1200): M.Ö. 1800 civarında Anadolu’da kurulan Hitit Krallığı, Afyonkarahisar’ı da kapsayan geniş bir bölgeyi etkisi altına almıştır. Bu dönemde Hint-Avrupa kökenli kültürler etkili olmuş, ancak Hatti halkının din ve kültürel özellikleri kaybolmamıştır. Seydiler kasabası Yanarlar mevkiinde yapılan kazılarla eski Hitit küp mezarlığı bulunmuştur. Hititler, M.Ö. 1380 civarında Arzava üzerine bir sefer düzenlemiş, bu beylikleri denetim altına alarak Boğazköy ve Apassa (Efes) arasında uzanan önemli ticaret yolunu açmışlardır. Bu yol, daha sonra “Kral Yolu” adıyla bilinecek ve Hisarköy, Bolvadin, Dinar üzerinden Ege’ye ulaşacaktır. Hitit döneminde, Koloni Çağı’na ait mühürler, mezarlıklar, Eski Hitit dönemine ait mezarlıklar ve buluntular (baltalar, kap-kacaklar, heykelcikler) ile İmparatorluk dönemine ait çekiç mühür, bronz heykelcik ve kale surları gibi önemli eserler bulunmuştur.
Frigler (M.Ö. 1200-546): M.Ö. 1200 civarından itibaren Anadolu’ya yayılan Frigler, M.Ö. 9. yüzyıldan itibaren Kızılırmak ve Sakarya nehirleri arasında hüküm sürmüş ve Gordion’u siyasi, Pessinus’u ise dini merkez yapmışlardır. M.Ö. 660’da kuzeydoğudan gelen Kimmerler'in saldırısıyla Frig egemenliği yıkılmış, ancak Afyonkarahisar ve çevresinde, özellikle Yazılıkaya (Midas’ın Şehri) ve İhsaniye çevresinde Frig egemenliği yeniden kurulmuştur. Frigler, kültür ve dinlerini Roma ve Bizans dönemlerinde de yaşatmış, Frigya adıyla varlıklarını sürdürmüşlerdir. İhsaniye sınırlarında Aslankaya, Kapıkayalar, Göynüş Vadisi, Aslantaş gibi kaya anıtları günümüze ulaşmıştır. Bu kaya anıtları, yalnızca Afyonkarahisar il sınırlarında bulunmaktadır.
Lidyalılar (M.Ö. 660-546): M.Ö. 7. yüzyılda, Kimmerler’in Frig egemenliğini yıkmasının ardından Lidyalılar, Manisa ilindeki Sart antik kenti merkez edinerek Afyonkarahisar, Dinar, Dazkırı ve Burdur illerine kadar olan bölgelere yayılmışlardır. M.Ö. 546’da Persler'in Anadolu'ya egemen olmasıyla Lidya dönemi sona ermiştir.
Persler (M.Ö. 546-333): Persler, M.Ö. 6. yüzyılda, Kimmerler’in Frig egemenliğini sona erdirmesiyle Anadolu’ya girmiş ve Geleneia (Dinar) kentini eyalet merkezi yapmışlardır. M.Ö. 546 yılında tam egemenlik kurmuş, imparatorluk sınırlarını Makedonya’ya kadar genişletmişlerdir. M.Ö. 334’te Büyük İskender tarafından mağlup edilerek, tüm imparatorluk Helen hâkimiyetine geçmiştir. Bu döneme ait izler, Tatarlı tümülüsü ve Altıntaş mezar taşlarında görülebilir.
Helenistik Dönem (M.Ö. 333-30): Büyük İskender, M.Ö. 334’te Persler’i yenecek şekilde Anadolu’ya girmiştir. Pers hükümdarını devirdikten sonra Asya’yı fethetmeye devam etmiş, ancak M.Ö. 323’te Babil’de ölmüştür. Ardında bıraktığı imparatorluk, komutanları arasında paylaşılmıştır. Selevkoslar, Batı Anadolu’da pek çok bağımsız şehir devleti kurmuştur. Bu şehirler arasında Apemeia (Dinar), Synnada (Şuhut), Docimeon (İscehisar), Amorium (Hisarköy) ve Pentapolis (Sandıklı) gibi önemli merkezler bulunmaktadır. Selevkoslar döneminde Anadolu’nun Batısında Roma’nın müdahaleleriyle büyük değişimler yaşanmıştır.
Romalılar Dönemi (M.Ö. 30-M.S. 395): Roma İmparatorluğu döneminde, Afyonkarahisar ve çevresi büyük bir mermer sanayi merkezi haline gelmiştir. Özellikle İscehisar’dan çıkarılan mermerler, tüm Roma topraklarına gönderilmiş ve Synnada’da işlenmiştir. Bu dönemde Apemia, Synnada, Docimeon, Amorium gibi antik kentler, Roma İmparatorluğu'nda önemli merkezler haline gelmiştir. Afyonkarahisar sınırları içindeki kentler, mermer üretimiyle ünlüdür ve bu döneme ait birçok kalıntı, şehrin arkeolojik zenginliğini gözler önüne serer.
Bizans Dönemi (395-1176): Roma İmparatorluğu’nun 395’te ikiye ayrılmasından sonra Bizans İmparatorluğu, Frigya bölgesini Arkadios’un payına vermiştir. Bizans döneminde Amorium önemli bir şehir olarak yükselmiş, Abassam (Bayat), Docimeum (İscehisar) ve Ayazin’de kiliseler ve manastırlar inşa edilmiştir. 9. ve 10. yüzyıllarda Bizanslılar, Afyonkarahisar çevresindeki dini merkezlerde önemli yapılar kurmuşlardır. Bizans İmparatorluğu, Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra, Selçuklular tarafından bölgeden tamamen çıkarılmıştır. Bizans yönetimi, eyalet sistemiyle bölgeyi yönetmiş ve Akroinon ve Kidrea kaleleri savunma açısından stratejik öneme sahip olmuştur.
Bu tarihler, Afyonkarahisar’ın tarihî zenginliğini yansıtan önemli dönemeçleri oluşturur.
3. Afyonkarahisar’da Türk Hâkimiyeti:
Selçuklu ve Beylikler Dönemi: 1071 Malazgirt Zaferi’nin ardından Bizanslılar, yapılan antlaşmayı tanımayınca, Büyük Türk Sultanı Alparslan, Kutalmışoğlu Süleyman Şah’tan Anadolu’nun Ege ve Marmara bölgesine kadar fethedilmesini istemiştir. Süleyman Şah, Türk ordusunun başkomutanı olarak Anadolu içlerine ilerlemiş ve Artuk, Tutuk, Saltuk, Mengücek, Ebulkasım ve Atsız Bey gibi büyük komutanların liderliğindeki akıncılarla kısa sürede Anadolu’nun fethini tamamlamıştır.
1071-1243 yılları arasında Anadolu Selçuklu Devleti güçlü bir siyasi birlik oluşturmuş, 1157’de Sultan Sancar’ın ölümünden sonra Büyük Selçuklu Devleti sona ermiş ve Batı’ya, Anadolu Selçukluları geçmiştir. Ancak 1243 Kösedağ Savaşı’nda Moğollara karşı alınan mağlubiyetin ardından Selçuklular, İlhanlılara bağlı beyliklere ayrılmıştır.
Selçuklulara bağlı olarak kurulan ilk beyliklerden biri Sahibataoğulları’dır. Bu beyliğin kurucusu Sahibata Fahrettin Ali, Afyonkarahisar’ı mülkü olarak benimsemiş ve buraya "Karahisar-ı Sahib" adını vermiştir. Afyonkarahisar, bu beyliğin başkenti olarak 1265-1333 yılları arasında önemli bir konumda kalmıştır. Sahibataoğulları’nın ardından torunu Şemsettin Ahmet Bey, Germiyanoğlu ailesinin damadı olmuş ve beyliğin yönetimini devralmıştır. 1260-1428 yılları arasında, Devlet Bey’in oğulları şehirde hüküm sürmüştür. Son olarak, II. Yakup Bey, Osmanlılara dostça yaklaşarak 1390’da Osmanlı topraklarına katılmış, 1428’de ise Afyonkarahisar Osmanlı yönetimine girmiştir.
Bu dönemde Sultandağı, Çay, Bolvadin, Sandıklı, Şuhut ve özellikle Karahisar’a büyük önem verilmiş, kaleler onarılmış veya yeniden inşa edilmiştir. Ayrıca cami, medrese, han, kervansaray gibi önemli yapılar inşa edilmiştir. Öne çıkan yapılar arasında 40 ahşap direkli Ulu Camii, Taş Külliyesi, Sahipata Kervansarayı ve Ebheri ve Kureyş Türbeleri bulunmaktadır. Ayrıca, Esirüddin Ebheri'nin mantık kitabı tüm dünyada okutulmuştur.
Osmanlı İdaresinde Afyonkarahisar: Afyonkarahisar, 1390’da Osmanlılar tarafından fethedilmiştir. Ancak 1402’deki Ankara Savaşı’nın ardından, Germiyanoğulları yeniden topraklarına sahip olmuş, 1429’da II. Yakup Bey’in ölümünün ardından Afyonkarahisar tekrar Osmanlı hakimiyetine girmiştir. XV. yüzyıl ortalarına doğru, Karamanoğulları’nın Kütahya, Karahisar, Hamid bölgelerine kadar akınlar yaparak bu toprakları yağmalamaları Osmanlılar için tehdit oluşturmuştur. Ancak II. Mehmet, Karamanoğulları’nı ortadan kaldırarak bölgeyi Osmanlı topraklarına katmıştır.
XVII. yüzyılda Celâlî isyanlarının etkisiyle Afyonkarahisar da zaman zaman bu isyanlardan etkilenmiştir. 1833’te Mısır Valisi İbrahim Paşa, Afyonkarahisar’ı ele geçirmiştir. Ancak beş yüzyıllık Osmanlı hakimiyetinin ardından, 1917 yılında şehir bağımsız mutasarrıflık statüsü kazanmıştır.
XV. yüzyıldan itibaren Osmanlılar, kültür, sanat ve kentleşme alanlarında önemli gelişmeler kaydetmiştir. Karahisar’da şehirleşme başlamış, burada kadılık, muhassıllık ve mutasarrıflık gibi idari merkezler kurulmuştur. Mevlevilik, Karahisar’da en üst düzeyde gelişmiş ve bu şehir, dünya çapında tanınmıştır. Ayrıca, Ahmet Karahisari ve Şemsettin Karahisari gibi kültür ve sanat adamları da Afyonkarahisar’ın ismiyle anılmıştır.
Afyonkarahisar’ın Kurtuluş Savaşı’ndaki Yeri: Afyonkarahisar, coğrafi konumu nedeniyle tarih boyunca stratejik öneme sahip bir şehir olmuştur. Bu nedenle, Türk İstiklal Savaşı'nda önemli bir yer tutan Afyonkarahisar, Millî Mücadele’nin şekillendiği topraklar arasında yer alır.
Afyonkarahisar, Kurtuluş Savaşı açısından kritik bir öneme sahiptir. Bunun sebepleri şu şekilde sıralanabilir: Şehir, Yunanlıların son durağıydı ve Millî Mücadele’nin başlangıcı burada şekillenecekti. Ayrıca, Afyonkarahisar’da yapılan Afyonkarahisar Kongresi, Doğu ve Batı’daki kongrelerin birleşmesini sağlayarak, iki bölge arasında çıkması muhtemel sürtüşmeleri engellemiştir. Bu kongre ile tüm "müdafaa-i hukuk", "redd-i ilhak" ve "kuvay-ı milliye" hareketleri Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin denetimi altına alınmıştır. Afyonkarahisar, demiryollarının birleşim noktası olduğundan, silah, cephane ve erzak naklinde büyük rol oynamış, bu hatlarla yapılan taşımacılıkla ordunun lojistik ihtiyaçları karşılanmıştır. Ayrıca, İzmir-Afyonkarahisar ve İstanbul-Bağdat demiryolu hatlarının birleşmesi, Afyonkarahisar’ı bölgesel nakliye açısından stratejik bir merkez haline getirmiştir.
Yunanlılar, İngilizler tarafından Anadolu'yu işgale teşvik edilmiş ve büyük destek almışlardır. Ege Bölgesi'ni işgal eden Yunanlılar, Afyonkarahisar’ı da bu sebeple ele geçirmiştir. Afyonkarahisar, Yunanlılar tarafından iki kez işgal edilmiştir. İlk işgal kısa sürerken, ikinci işgal yaklaşık 14 ay sürmüştür. Şehir, stratejik konumu nedeniyle Yunanlılar için çok önemlidir. Afyonkarahisar’ın yolların birleştiği bir noktada bulunması, Yunan ordusunun iaşe ve ikmalini kolaylaştırmış ve geri çekilme durumunda da bu demiryolu hattı, ordularının güvenliği için kritik bir rol oynamıştır. Ayrıca, Ankara’ya yakınlığı, Afyonkarahisar’ın Millî Mücadele'nin merkeziyle komşu olması, özellikle Sakarya Muharebesi sırasında önem kazanmıştır. Afyonkarahisar, olası bir Anadolu harekâtının kilit noktasıydı. Yunanlılar, Anadolu içlerine yapılacak askeri harekâtın başlangıç noktası olarak Afyonkarahisar’ı belirlemiş ve cephe yerleşimini buna göre düzenlemişlerdir.
Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan hemen sonra, Aralık 1918’de İngiliz, Fransız ve İtalyan birlikleri Osmanlı topraklarına girmeye başlamış, 16 Nisan 1919’da Fransızlar Afyonkarahisar’a yerleşmiştir. 21 Mayıs 1919’da ise İtalyan birlikleri Afyonkarahisar’a gelmiş, ancak 17 Mart 1920’de buradan çekilip, Yunanlılara bırakmışlardır.
Yunanlılar, ilk olarak 28 Mart 1921’de Afyonkarahisar’ı işgal etmiş, 10 gün sonra şehirden çekilmişlerdir. 13 Temmuz 1921’de başlayan ikinci işgal ise Büyük Taarruz’a kadar devam etmiştir.
Yunan kuvvetleri, Sakarya Meydan Muharebesi'ni kaybettikten sonra Afyonkarahisar’da yerleşmeye çalışmış, ancak 26-30 Ağustos 1922’de gerçekleştirilen Büyük Taarruz ile yurdumuzdan tamamen kovulmuştur. Afyonkarahisar, Türk Millî Mücadelesinde onurlu bir sayfaya sahiptir çünkü düşmana ilk kurşun, Afyonkarahisarlı Komutan Ali Çetinkaya tarafından atılmıştır (28-29 Mayıs 1919, 172. Alay Komutanı).
Afyonkarahisar’daki Kurtuluş planları Akşehir’de yapılmış, ardından Şuhut’a geçilmiştir. Atatürk, İnönü ve Fevzi Paşa tarafından hazırlanan Büyük Taarruz planları, Afyonkarahisar’daki eski Belediye Binası’nda son halini almıştır. Afyonkarahisar halkı, Millî Mücadele’ye büyük destek vermiştir, hem maddi hem de manevi açıdan.
26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30’da Kocatepe’den başlayan taarruz, büyük bir kahramanlıkla devam etmiş ve Yunan mevzileri tek tek ele geçirilerek Kurtuluş Savaşı destanı yazılmıştır. 27 Ağustos 1922’de Afyonkarahisar, Türk ordusunun eline geçmiş ve zafer mücadelesi burada devam etmiştir. 30 Ağustos 1922’de, Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Afyonkarahisar’dan yönlendirilmiş ve Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, 21 Ekim 1925’te Afyonkarahisar Türk Ocağı’nda ve 30 Ağustos 1924’te Dumlupınar yakınlarında yaptığı konuşmalarda Afyonkarahisar’ın önemine vurgu yaparak şöyle demiştir:
“Afyonkarahisar, Son Büyük Zaferin Kilidi Oldu, Esası Oldu, Afyonkarahisar’ın Tarihi Savaşımızda Unutulmaz Parlak Bir Sayfası Vardır. Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Muharebeleri, Türk Ordusunun, Türk Subay ve Komuta Heyetinin Yüksek Gücünü ve Kahramanlığını Tarihte Bir Daha Tespit Eden Çok Büyük Bir Eserdir.”
Mustafa Kemal, 27 Ağustos 1922’de düşmandan temizlenen Afyonkarahisar’a 23 Mart 1923’te gelmiş ve Afyonkarahisar halkı tarafından coşkulu bir şekilde karşılanmıştır. Dumlupınar Zaferi’nin 3. yıldönümünde, Afyonkarahisar gençlerinin telgrafına verdiği cevaptaysa şöyle demiştir:
“Dumlupınar’ın 3. Yıldönümünü kutlarken beni hatırladığınız ve hakkımda gösterdiğiniz samimi duygular için teşekkürlerimi sunarım. Sayın Karahisar’lıların askerî zaferimizde olduğu gibi, sosyal devrimimizde de ön saflarda yer alacaklarına eminim. Hepinize selâm ve sevgiler.”
Afyonkarahisar, Türk Millî Mücadelesi’nin en önemli noktalarından biri olarak, tarihteki zaferlerdeki rolünü asla unutulmayacaktır.
Gezilecek Yerler ve Tarihi Mekanlar
Afyonkarahisar Kalesi
Afyonkarahisar’ın simgelerinden biri olan kale, 226 metre yükseklikteki volkanik kaya kütlesi üzerinde yer alır ve sunduğu muazzam manzarayla dikkat çeker. M.Ö. 1350 yılına kadar uzanan tarihiyle kale, Frig, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de kullanılmıştır. Selçuklu döneminde büyük değişiklikler geçiren kale, halk arasında Karahisar Kalesi olarak biliniyordu. Bugün iç kale bölümleri sağlam kalmış olup, devasa surlardan Afyonkarahisar’ın eşsiz manzarası izlenebilir.
Acıgöl Kuş Cenneti
Afyonkarahisar ve Denizli illerinde yer alan Acıgöl Kuş Cenneti, 41 kilometrekarelik alanı kapsar ve özellikle flamingolarıyla ünlüdür. Göç dönemiyle binlerce göçmen kuşa ev sahipliği yapar. Seyir teraslarında yırtıcı kuşların fotoğraflarını çekebilir, yürüyüş parkurlarında doğanın tadını çıkarabilirsiniz.
Frig Vadisi
Afyonkarahisar, Kütahya ve Eskişehir sınırlarında uzanan Frig Vadisi, 3000 yıl önce Frigya döneminde yerleşim alanıydı. Bu büyüleyici vadide kaya evler, kaleler ve taş anıtlarla karşılaşabilirsiniz. Ayrıca vadiyi keşfetmek için at safarileri, bisiklet gezileri veya trekking turları düzenlenmektedir.
Taşhan
17.yüzyıldan kalan Taşhan, Umurbey Mahallesi’nde yer alır. Yemeniciler Çarşısı olarak bilinen bu han, yöresel el sanatı ürünleriyle doludur. Ayrıca, Afyonkarahisar’a özgü halı ve kilimlerden süs eşyalarına kadar pek çok ürünü burada bulabilirsiniz.
İscehisar Peribacaları
İscehisar, volkanik patlamalarla oluşmuş peribacalarıyla ünlüdür. Burası, Kapadokya’yı andıran kaya oluşumlarıyla doğa tutkunlarının ilgisini çeker. Özellikle gün doğumu ve gün batımında büyüleyici fotoğraflar çekebilirsiniz.
Kocayayla
Akdağ Tabiat Parkı’nda 1550 metre yükseklikte bulunan Kocayayla, doğa gezileri ve yayla turları için popüler bir mekandır. Burada organik kahvaltılar ve yöresel yemeklerle zenginleşen bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Gazlıgöl Termal Kaplıcaları
Afyonkarahisar’ın termal tesisleriyle ünlü Gazlıgöl Kaplıcaları, şifalı minerallerle dolu suları ve sunduğu sağlık hizmetleriyle dikkat çeker. Termal suyu, bel ağrıları, romatizma ve dolaşım sorunlarına iyi gelir.
Hıdırlık Tepesi
Afyonkarahisar’ın en güzel panoramik manzaralarını sunan Hıdırlık Tepesi, sadece 1,5 kilometre uzaklıktadır. Burada yürüyüş parkurlarında gezebilir veya gün batımında romantik bir akşam yemeği yiyebilirsiniz.
Eber Gölü
Afyonkarahisar’a sadece 1 saat uzaklıkta bulunan Eber Gölü, Türkiye’nin 12. en büyük gölüdür. Zengin kuş çeşitliliğiyle bilinen gölde, doğa yürüyüşleri yapabilir veya kuş fotoğrafları çekebilirsiniz.
Akdağ Tabiat Parkı
Afyonkarahisar’a 1,5 saat uzaklıkta yer alan Akdağ Tabiat Parkı, yeşil çam ormanları, dereleri ve zengin vahşi yaşamı ile doğa tutkunlarının vazgeçilmez adresidir. Yürüyüş, trekking ve fotoğrafçılık için harika bir ortam sunar.
Ayazini Köyü ve Kaya Mezarları
Frig Vadisi’nde yer alan Ayazini Köyü, volkanik kayalar içine oyulmuş kaya mezarlarıyla dikkat çeker. 300’den fazla kaya mezarı ve kilise, bölgenin tarihi mirasını keşfetmenize olanak tanır.
Sandıklı Kalesi
1325 yılında inşa edilen Sandıklı Kalesi, günümüze sadece devasa sur duvarlarıyla ulaşabilmiştir. Kale, Germiyanoğulları Beyliği dönemine ait önemli bir tarihi yapıdır.
Kocatepe Anıtı
Kocatepe’de bulunan bu anıt, Büyük Taarruz’un yapıldığı alanda yer alır ve Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün savaşı yönettiği yeri simgeler. 7,5 metre yüksekliğindeki bronz anıt, duygu dolu bir anı yaşatır.
Afyonkarahisar İmaret Camii
1472 yılında inşa edilen İmaret Camii, Osmanlı döneminin mimarisiyle dikkat çeker. Ahşap oymalar ve dini motiflerle süslü olan camii, Akşam ışıklandırmalarıyla büyüleyici bir atmosfer sunar.
Taş Medrese
1472 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde inşa edilen Taş Medrese, bugün bir etnografya müzesi olarak hizmet veriyor. Ziyaretçilerine Afyonkarahisar’ın geleneksel mutfağı ve yaşam tarzı hakkında bilgiler sunuyor.
Sandıklı Hüdai Kaplıcaları
Sandıklı ilçesinde yer alan Hüdai Kaplıcaları, şifalı termal suları ve sağlık hizmetleriyle ünlüdür. Cilt rahatsızlıkları, eklem ağrıları gibi pek çok rahatsızlığa iyi gelir.
Çeşmeli Konak
Afyonkarahisar’ın tarihi dokusunu yansıtan Çeşmeli Konak, 1906 yılında inşa edilmiştir. Taş mimarisi ve ahşap doğramalarıyla dikkat çeker. Konak, aynı zamanda kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
Avdalaz Kalesi
Frig Vadisi’nde yer alan Avdalaz Kalesi, 3000 yıllık tarihiyle dikkat çeker. Kaya mezarlarıyla ünlü olan kale, savunma amacıyla yapılmış ve tarihte önemli bir yer tutar.
Başkomutanlık Tarihi Milli Parkı
Afyonkarahisar’ın en çok ziyaret edilen tarihi milli parklarından biri olan Başkomutanlık Tarihi Milli Parkı, Büyük Taarruz’un yaşandığı bölgede yer alır ve 42.000 hektarlık bir alanı kapsar. Ziyaretçilerine duygusal anlar yaşatan parkta, Kocatepe Anıtı, Büyük Taarruz Şehitliği ve Mustafa Kemal Atatürk Anıtı gibi birçok önemli nokta bulunur. Ayrıca, savaşta kullanılan toplar, heykeller, siperler ve gözetleme alanları da görülmeye değerdir. Büyük Taarruz’da şehit düşen 275 subay ve 2150 Mehmetçik anısına inşa edilen Büyük Taarruz Şehitliği her yıl yüz binlerce kişi tarafından ziyaret edilir. Park, kara leylek, flamingo, kızıl şahin gibi kuş türlerinin yaşadığı ormanlar, göletler ve yürüyüş alanlarıyla yorgunluk atmak isteyenler için ideal bir yerdir.
Cumhuriyet Şehitleri Anıtı
1999 yılında inşa edilen Cumhuriyet Şehitleri Anıtı, şehir merkezine sadece 9 km uzaklıktadır. Cumhuriyet dönemi ve Milli Mücadele yıllarında şehit düşen askerler ve polisler anısına yapılan anıt, Türk askerlerinin heykelleri ve Mustafa Kemal Atatürk’ün büstüyle ziyaretçilerini etkiler. Ayrıca, şehitlerin adlarının yazılı olduğu kitabeler de dikkat çeker.
Afyonkarahisar Motor Sporları Merkezi
2016 yılında hizmete giren Afyonkarahisar Motor Sporları Merkezi, motor tutkunlarının tercih ettiği önemli bir mekandır. 1725 metrelik engebeli pisti ve 250.000 metrekarelik alanı ile Avrupa Akrobasi Şampiyonası gibi etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Turgut Özal Caddesi’ndeki Afyon Şehir Stadyumu yakınlarında yer alan merkezin etkinlik takvimine göz atarak eğlenceli bir zaman geçirebilirsiniz.
Buzluk Mağarası
Afyonkarahisar’ın doğa harikalarından biri olan Buzluk Mağarası, Sultan Dağları'nda 2519 metre yükseklikte yer alır. Fantastik manzarası ve serin havası ile ziyaretçileri büyüler. Yazın bile buz gibi kalan iç atmosferi, devasa buz sarkıtları ve dikitleri ile görülmeye değerdir. Osmanlı döneminde buzulardan tedavi amaçlı yararlanıldığı bilinen mağara, Türkiye’de düzenlenen mağaracılık turlarının önemli merkezlerinden biridir.
Millet Hamamı
Afyonkarahisar merkezine kısa bir yürüyüş mesafesinde yer alan Millet Hamamı, Ermeni ustalar tarafından yapılmış ve halk arasında "Gavur Hamamı" olarak bilinir. 2003 yılında aslına uygun olarak restore edilmiştir. Yıllarca sadece kadınlara hizmet veren hamam, 1955 yılında erkekler için de açılmıştır.
Göynüş Vadisi Ören Yeri
Göynüş Vadisi, Frigya dönemine ait 3000 yıllık bir yerleşim yeri olarak ilgi görmektedir. Kaya mezarları ve taş kabartmalarıyla ünlü olan vadide, devasa kayalara oyulmuş figürler ve tarihi yapıları keşfedebilirsiniz. Bu vadi, Afyonkarahisar’daki en önemli doğa ve tarih yürüyüş alanlarından biridir.
Şuhut Atatürk Kültür ve Sanat Evi
Afyonkarahisar'ın Şuhut ilçesinde bulunan Atatürk Kültür ve Sanat Evi, 1897 yılında inşa edilen ve Milli Mücadele dönemini anlatan önemli bir yapıdır. Bu konağında Mustafa Kemal Atatürk ve diğer önemli komutanlar konaklamıştır. Yıl boyunca düzenlenen kültürel etkinliklerle de ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.
Afyonkarahisar Tarihi Bedesten Çarşısı
Afyonkarahisar Bedesten Çarşısı, Osmanlı döneminden günümüze ulaşan en önemli ticaret noktalarından biridir. Yerli ve yabancı turistler için alışverişin merkezi olan bu çarşıda, yöresel el sanatları, giysiler ve takılar gibi pek çok ürünü bulabilirsiniz.
Afyon Kent Ormanı
Afyon Kent Ormanı, Türkiye’nin en büyük kent ormanlarından biridir. Çam ormanları, yürüyüş parkurları, bisiklet yolları, çocuk oyun alanları ve kır lokantalarıyla doğayla iç içe vakit geçirmek için ideal bir yerdir. Zengin doğal yapısı ve huzurlu atmosferiyle yaz aylarında serin bir kaçamak sağlar.
Ayazini Kaya Kilisesi
Ayazini Kaya Kilisesi, volkanik kaya içine oyulmuş ve erken Hristiyanlık dönemine ait bir yapıdır. Frig Vadisi'nin en dikkat çekici yapılarından biri olan bu kilise, dini sahnelerle süslü iç mekânı ve çevresindeki kaya mezarları ile tarihe yolculuk yapmanızı sağlar.
Afyonkarahisar Zafer Müzesi
Afyonkarahisar Zafer Müzesi, Milli Mücadele dönemiyle ilgili önemli belgeler, fotoğraflar ve hatıralar barındıran bir müzedir. Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin taarruz emrinin verildiği yer olan müze, o döneme dair pek çok koleksiyonu ve tarihi izleri ziyaretçilerine sunmaktadır.
Tokalı Kanyonu
Afyonkarahisar ile Denizli arasında yer alan Tokalı Kanyonu, doğa sporları için ideal bir yerdir. Kanyonun derinliklerinde yapılan tırmanış ve dağcılık aktiviteleri, aynı zamanda büzük serin suyu ile yaz aylarında harika bir gezinti noktası sunar.
Domaniç Ormanları
Domaniç Ormanları, Türkiye'nin koruma altındaki en özel doğal alanlarından biridir. Endemik bitki türleri ve muazzam doğasıyla ünlü olan bu orman, doğa gezileri ve fotoğrafçılık için harika bir destinasyondur. Ayrıca, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait türbeler de bu ormanlarda keşfedilebilir.
Afyonkarahisar Anıtkaya Şehitliği
Afyonkarahisar Anıtkaya Şehitliği, Kurtuluş Savaşı sırasında şehit olan askerlerin anısına 1924'te inşa edilmiştir. Etkileyici tasarımı ve görkemli yapısıyla, ziyaretçilere tarihî bir yolculuk sunar.
26 Ağustos Tabiat Parkı
Afyonkarahisar’a 20 dakika mesafede bulunan 26 Ağustos Tabiat Parkı, kuş gözlemi, yürüyüş parkurları ve kır lokantalarıyla doğa severler için keyifli bir mekandır. Parkta, Büyük Taarruz’un yapıldığı alanları görebilir, muazzam fotoğraflar çekebilirsiniz.
Döğer Kervansarayı
Döğer Kervansarayı, Osmanlı dönemine ait önemli bir yapıdır. II. Murat tarafından yaptırılan bu kervansaray, tarihî ticaret yolları üzerinde yer alır. 1434 yılından günümüze ulaşan bu yapı, tarihe bir yolculuk yapmak isteyenler için ideal bir yerdir.
Kırkgöz Köprüsü
Afyonkarahisar’daki Kırkgöz Köprüsü, Bizans İmparatorluğu döneminden kalma ve Kanuni Sultan Süleyman’ın zamanında eklemeler yapılmış tarihi bir yapıdır. 1150 yılında inşa edilen köprü, bölgedeki en eski yapılardan biridir ve doğa ile iç içe olan manzarasıyla dikkat çeker.
Afyonkarahisar Müzesi
Afyonkarahisar Müzesi, zengin tarihî koleksiyonlarıyla öne çıkar. Tunç Çağı'ndan Osmanlı dönemine kadar uzanan sergileriyle, bölgenin tarihine dair izler sunar. Taş Medrese içinde yer alan müze, her döneme ait eserleri görmek için harika bir yerdir.
Afyonkarahisar Ulu Camii
Afyonkarahisar Ulu Camii, 1272-1277 yılları arasında inşa edilmiştir ve Anadolu Selçuklu mimarisinin önemli örneklerinden biridir. Ahşap direkler üzerine inşa edilmiş bu cami, hem Osmanlı hem de Selçuklu mimarisini bir arada sunar.
Gastronomi
Çullama Köfte: Kıyma, ince bulgur ve yumurtadan yapılan bu köfte, Afyon’da özellikle düğünlerde tercih edilir. Az malzeme ile hazırlanan ancak lezzetiyle damaklarda iz bırakan çullama köfte, genellikle sıcak servis edilir ve üzerinde sos ve yoğurt ile sunulur. Esnaf lokantaları ve yöresel restoranlarda deneyebilirsiniz.
Zürbiye: Soğan ve dana etiyle yapılan, kış aylarında tercih edilen bu doyurucu yemek, özellikle akşam yemeklerinde tüketilir. Yoğun ve ağır bir lezzeti vardır, genellikle pilavla ya da tek başına servis edilir.
Ağzı Açık: Afyon’a özgü bu hamur işi, kıymalı harçla doldurulup fırınlanarak hazırlanır. Üst kısmı açık kaldığı için "ağzı açık" adını alır. Peynir veya patatesli versiyonları da vardır ve genellikle öğle saatlerinde tercih edilir.
Bükme: Hamur işlerinin başında gelen bükme, klasik böreklerden farklı bir hamura sahiptir. Genellikle mercimekli yapılan bu lezzet, kahvaltılarda ya da akşam ara sıcaklarında tercih edilir. Pastane ve seyyar börekçilerde bulunabilir.
Sakala Çarpan Çorbası: Afyon’un meşhur çorbası olan sakala çarpan, içerdiği mercimek ve erişte ile besleyici bir seçenek sunar. Kış aylarında tercih edilen bu çorba, genellikle bayramlarda ve Ramazan’da tüketilir.
Afyon Sucuğu: Afyon’un sembolik lezzetlerinden biri olan bu sucuk, özel baharatlar ve kaliteli et ile hazırlanır. Kahvaltılarda vazgeçilmezdir ve bölgedeki birçok lokantada bulabilirsiniz.
Şebit: Afyon’a özgü yumuşacık hamurun içine kıyma, patates veya peynir konularak yapılan şebit, pastanelerde ve yufkacılarda bulunur. Çayla ya da ayranla servis edilir.
Paçık: Soğuk kış günlerinin vazgeçilmezi olan paçık, paça etiyle hazırlanan bir çorbadır. Terbiyeli ve üzerine yakılan yağla servis edilen bu çorba, bağışıklığı güçlendiren besleyici bir seçenektir.
Afyon Keşkeği: Kuşbaşı et, nohut ve tereyağı ile hazırlanan Afyon keşkeği, özellikle Şuhut ilçesinde meşhurdur. Zorlu bir yapım süreci vardır ve kalabalık organizasyonlarda tercih edilir.
Haşhaşlı Pide: Afyon mutfağının haşhaşla yaptığı bu pide, kahvaltılarda sıklıkla tüketilir. Çıtır bir hamurla hazırlanan haşhaşlı pide, peynir ve çayla birlikte yenmesi önerilir.
İlibada Sarması: Zeytinyağlı ve hafif bir yemek olan ilibada sarması, labada yaprağına sarılarak yapılan üçgen sarma şeklinde hazırlanır. Sağlıklı ve lezzetli bir alternatiftir.
Etli Kuru Biber Sarma: Kuru biberlerin içine kıyma, bulgur ve baharat karışımıyla hazırlanan etli kuru biber sarma, yaz aylarında kurutulan biberlerle yapılır ve genellikle yoğurtla servis edilir.
Göce Köftesi: Göce köftesi, buğday, un, soğan ve baharatlarla hazırlanan ve sulu köfte olarak bilinen bir yemektir. Genellikle akşam yemeklerinde sunulur ve yanında başka bir yemek yoktur.
Ekmek Kadayıfı: Afyon’a özgü bu tatlı, özel hamuru ve şerbetiyle hazırlanır. Fıstık, kaymak ya da cevizle servis edilir ve akşam yemeklerinin en ideal tatlısıdır.
Afyon Lokumu: Afyon lokumu, sütlü bir tatlıdır ve kaymak, fıstık veya çikolata gibi farklı aromalarla hazırlanır. Yumuşak dokusu ile damakta harika bir tat bırakır.
Hurma Baklavası: Afyon’a özgü olan hurma baklavası, cevizle yapılan ve şerbetle tatlandırılan bir tatlıdır. Afyon’un baklava ustaları tarafından yapılır ve farklı versiyonları vardır.
Düğülü Haşhaş Tatlısı: Bulgur, haşhaş, ceviz ve sütle yapılan bu tatlı, irmik helvasının farklı bir versiyonu olarak kabul edilir. Genellikle dondurma veya kaymakla servis edilir.
Afyon Kaymağı Tatlısı: Süt, şeker, kaymak ve vanilya ile yapılan bu tatlı, hafif yapısı sayesinde özellikle yaz aylarında tercih edilir. Afyon'un kaymağını simgeleyen bu tatlı, lezzetli ve hafif bir alternatiftir.
Ekonomi ve Geçim Kaynakları
Sanayi: Afyonkarahisar’da gıda sanayi, şehir ekonomisinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle İscehisar'da çıkarılan mermer, çeşitli biçimlerde işlenerek başta inşaat sektörü olmak üzere yurt içi ve yurt dışına pazarlanmaktadır. Mermer üretimi, ildeki başlıca sanayi sektörlerinden biridir ve bu alandaki çalışan sayıları ve ihracat rakamları da bunu doğrulamaktadır. Ayrıca, güçlü tarım ekonomisi sayesinde makarna, un, yem gibi sektörlerde de yatırımlar yapılmaktadır. Bolvadin ilçesinde faaliyet gösteren haşhaş bitkisi işleyen alkaloid fabrikası da il için önemli bir değerdir.
Tarım ve Hayvancılık: Afyonkarahisar, tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan bir ildir. Mevsimlik sebze üretiminin yanı sıra, jeotermal kaynaklardan faydalanarak seracılık da yapılmaktadır. İlin önemli gelir kaynaklarından biri olan bu üretim, geniş bir çeşitliliğe sahiptir. İklim ve toprak özelliklerine bağlı olarak haşhaş, şekerpancarı ve patates gibi endüstri bitkileri de yetiştirilmektedir. Besi hayvancılığı ise hemen her ilçede yaygın olarak yapılmakta olup, canlı hayvan sayıları da bunun göstergesidir. Tavukçuluk ve yumurta üretimi de ilde önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca, Afyonkarahisar'da bulunan yumurta borsası, il ekonomisi için büyük bir öneme sahiptir.
Turizm: Afyonkarahisar, binlerce yıllık medeniyetlerin kültür ve sanatını yansıtan arkeolojik kalıntıları, termal zenginlikleri, tabiat güzellikleri ve UNESCO tarafından onaylanmış mutfağı ile önemli bir turizm potansiyeline sahiptir. Hem yerli hem de yabancı turistler için deniz, kum ve güneş dışında tarihî ve doğal güzellikler sunan bir turizm cenneti olan Afyonkarahisar, kaplıca ve ılıca yönünden Türkiye'nin önde gelen illerindendir. Termalin başkenti olarak da adlandırılmaktadır.
Afyonkarahisar, termal suları, tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle Türkiye’nin önemli şehirlerinden biridir. Zafer Müzesi, Afyon Kalesi ve Frig Vadisi gibi tarihi alanlar, şehre gelen turistlere tarihî bir yolculuk sunarken; termal tesisler ve kaplıcalar sağlık turizmi için büyük fırsatlar sağlamaktadır. Afyonkarahisar, aynı zamanda mutfağıyla da dikkat çeker, Afyon kaymağı ve Afyon kebabı gibi yöresel lezzetler, şehre gelenleri cezbetmektedir. Zengin kültürel mirası ve doğal güzellikleri ile Afyonkarahisar, keşfedilmeye değer bir destinasyondur.
Mihrimah E-Ticaret ve Turizm Şirketi, Türkiye ve dünya çapında her türlü turistik turu sağlayarak, sizleri unutulmaz bir seyahat deneyimi yaşamaya davet etmektedir. Afyonkarahisar’ın tarihi ve doğal güzelliklerini keşfetmek, bu şehri en iyi şekilde deneyimlemek için Mihrimah E-Ticaret ve Turizm Şirketi ile seyahatinizi planlayın. Mihrimah, tüm Türkiye’de anlaşmalı olduğu otellerde size konaklama hizmeti sunarak, konforlu bir tatil geçirmenizi ve keyif almanızı sağlar. Afyonkarahisar’ın eşsiz güzelliklerini keşfetmeye hazır olun, Mihrimah ile seyahatiniz bir ömre değer olacak!